TÜRK RESSAMLAR : Fikret Mualla Kimdir ?

  Fikret Mualla 1903 yılında İstanbul'da doğmuş, 1967 Paris'te yaşamını yitirmiştir. Varlıklı bir ailenin çoçuğu sayılsada lüks hayatı yaşayamamıştır. Paris yıllarında ün kazanmış önemli sanatçılarla tanışma fırsatı olmuştu. Belirli bir akıma bağlı kalmamış kendi resim tarzını yaratmıştır. Eserlerinde pastel renkleri kullanmayı seven sanatçı şehir sokakları, insanları, kafeleri resmetmiştir.

Hayatı

1903 yılında İstanbul Moda semtinde dünyaya gelmiştir. Divan-ı Umimiye'nin ikinci müdürü Ekrem beyin ve Emine Nevher hanımın oğullarıdır. Mualla sanılanın aksine soyadı değil ikinci adıdır. Ailesi kız bebekleri olacağını düşündükleri için  mualla ismini belirlemiş fakat bebek erkek olunca Fikret ismini de eklemişler. Asıl adı Fikret Mualla Saygı'dır. Çocukluk hayatı Kadıköy'de geçmiştir. Saint Joseph ve Galatasaray liselerinde eğitim almıştır. Futbola aşırı düşkün olması nedeniyle ailesi onu yatılı lise olan Galatasaray lisesine vermiştir. 12 yaşlarında iken futbol oynarken kaza sonucu bacağı kırılmış ve topal kalmıştır. Bu olay onu sarsıntıya uğratmıştır. Ne yazık ki ikinci sarsıntısını çok sevdiği annesinin vefatıyla yaşamıştır. Fikret Mualla'nın, okulda kaptığı gribi eve taşımasıyla annesinin ölümüne neden olmuş ve suçluluk duygusu yaşamıştır. Babası başka biriyle evlenmesi Fikret Mualla'yı sinirli ve uyumsuz birine dönüştürmüştür. Daha sonrasında Galatasaray lisesinden alınıp İsviçre'ye mühendislik okumaya gönderilmiştir.

İsviçre'de okurken resme olan ilgisi başlamıştır. Dönemin konsolosu Rıza Bey'in yardımıyla Almanya'ya geçti. Münih Güzel Sanatlar akademisi ve Berlin Güzel Sanatlar akademisinden resim eğitimi almıştır. Almanya'da topallığı ve utangaç tavrı nedeniyle yalnızlaşmış kendini alkole vermiştir. 1928 yılında alkol bağımlılığı sebebiyle tedavi olmak durumunda kalmıştı.

Paris'teki hayatı

Babasının ölümü ile Fikret Mualla'ya yüklü miktarda miras kalınca elindeki her şeyi satıp Paris'e gitmişti. Gittiği dönemde Fransa'da dışavurumculuk akımı gündemdeydi. Dışavurumculuk akımından Fikret Mualla da etkilenmişti.

Paris'te kısa sürede olsa eğlenceli ve lüks bir hayat geçirdi. 2. dünya savaşı başlamasıyla eğlenceli hayatı son bulmuştu. Geçimini karşılamak için tablolarını ucuza satmaya başladı. Alkol sorunu tekrar başlamış, yurt özlemi ağır basmış üzerine polis hobisi eklenince tedavi görmeye başladı. Sıkıntılarını alkol içerek ve resim yaparak atlatmaya çalıştı. bu dönemde ressam Hale Asaf'a aşık olmuş ama karşılık alamamıştır. İki ay gibi bir süre hastanede yatmış resmi bırakmamıştı.  Hastane sonrası yaşamını sanatseverlerin koruması altında geçirmeye başladı.

Dina Vierny koruması altındayken yaptığı resimlerle ilk sergisini açtı. Eserleri daha önce toplu olarak sergilenmemişti. Eserlerin hepsi o sergide satılmıştı. Fikret Mualla bu sergi sayesinde büyük ilgi görmüş ve tanınmıştı. Bu sayede birçok ünlü ressamla tanışma fırsatı olmuş, Picasso'nun dikkatini çekmişti. 2. sergisinden sonra tekrar akıl hastanesinde tedavi görmeye başladı ve taburcu oldu.

Fikret Mualla Paris konulu eserleriyle ün kazanmıştı. Koleksiyoncular eserlerini toplamaya başlasa da düzenli bir hayat kurmayı başaramamıştı. 1967 yılında sinir krizleri nedeniyle dinlenme evine yatırıldı ve orada ölü bulundu. Önce Mane mezarlığına gömüldü daha sonra cenazenin yurda getirlmesi talep edildi. 1927 yılında İstanbul'a getirlerek Karacaahmet mezarlığına gömüldü.

Sanat Hayatı

Fikret Mualla sıkıntılarında kurtulmak mutlu olmak için kendini resme vermiştir. Paris yıllarında ün kazanmasına rağmen dilediği hayatı yaşayamamıştı. akımlardan etkilenmek yerine özgün oldu. Sezgilerini kullanıp kendi resim tarzını buldu. Eserlerinde coşku dolu resimler yaptı mutsuz yaşantısını resme yansıtmadı. Fikret Mualla şehirleri resmetmeyi seviyordu. Yaşadığı iki şehir İstanbul ve Paris konulu eserleri mevcuttur. İnsanlar, sirkler, balıkçılar, genelevler, kafeler eserlerine konu olmuştur. Henri Matisse'in renk kullanımından etkilenmişti.  Renklerle oynamayı seviyordu. Eserlerinde renkli fon kağıtları üzerine guaj boya kullandı. Aynı zamanda suluboya ve pastel boyaları eserlerinde sıkça kullanmıştı.